Kitap okumak benim için bir iştir. Para kazanmak için yaptığım işe benzer bir iş. Programımı yapar, zaman ayırır, konsantre olur ve bu işi yapmaya başlarım. Kitap okumak asla bir “boş zaman faaliyeti” değildir. Bazen programlar yapılır “akşama buluşalım, uygun musun?” diye sorulur. “Hayır” derim “akşama işim var.” Ne işin var sorusunun cevabının kitap okumak olması karşıdakini tatmin etmez. Kitap sonra da okunur diye düşünülür. Hâlbuki kitap okumak iyi bir okuyucu için program işidir. Bazen hikâyeden bir gün uzak kalmak heyecanı alır götürür veya ertesi güne sarkan bir kitabın konusuna duyulan ilgi diriliğini yitireceği için o konu hakkında alınan bilginin hafızada tutunma gücü zayıflar.
Bu açıdan kitap okumak; bir alışkanlık, bir hobi veya bir uğraş olarak tanımlanamaz. Bir iştir. Beynin olay ufkunu genişleten, algılama kapasitesini artıran ve bilgi dağarcığını geliştiren bir iş. İnsan biyolojisinin sahip olduğu evrimsel silah olan beynin, günümüzde körelmeye yüz tutmuş gidişatını durdurabilecek yegâne iştir kitap okumak.
Hangi Kitabı Okuyacağız?
Kitap okumanın önemli bir faaliyet oluşu kadar doğru kitabı okuyabilmek de bir o kadar önemli. Zira kitapçı vitrinleri, insanın en değerli varlığı olan zamana göz dikmiş, içeriğinde çöp ve zırvadan başka bir şey olmayan kitap yığınlarıyla dolu.

Instagram’da “Oveka Kitap” sayfasını bu motivasyonla açtım. Kitap tavsiyesi almak adına takip ettiğim sayfaların çoğunlukla ucuz edebiyat veya içeriğinde boş veya yanlış bilgi barındıran kitapları tanıttıklarını gördüm. Ülkede zaten çok az bulunan düzenli kitap okuyan insanları, kaliteli edebiyata, gerçek ve bilimsel bilgiye yönlendirmek konusunda etki alanı çok küçük de olsa belki bir faydası dokunur diye düşündüm. Hem kimseye faydası dokunmasa bile bir ‘en iyiler listesi’ oluşturmak ve yıllar sonra kitap yorumlarımı okumak, bakabileceğim bir arşiv oluşması açısından kendim için çok faydalı olacak düşüncesiyle hareket ettim.
Geçtiğimiz günlerde bir kitap mağazasında ‘Astroloji’ köşesiyle karşılaşınca fotoğrafını çekip ‘Kitap çöplüğü’ etiketiyle Oveka Kitap’ta paylaştım. Bu paylaşımı destekleyen çokça geri dönüş aldığım gibi astroloji kitaplarının da emek sarf edilerek yazıldığını ve hiç olmazsa bu emeğe saygı duyulması gerektiğini belirten mesajlar da aldım. Bu mesajları atan kişilere, düşüncelerinin ne büyük sakıncalar barındırdığını izah etmeye çalışan geri dönüşler yaptım.

Her yazılan eserin bir ‘emek’ sarf edilerek ortaya konduğu fikrine karşı çıkacak değilim. Fakat harcanan emeğin, başlı başına bir eseri değerli kılmaya yetmeyeceğini de belirtmek isterim. Basit bir örnek vermek gerekirse; komplo teorisyenleri, falcılar, medyumlar, hırsızlar, dolandırıcılar da şüphesiz yaptıkları işlerde emek ortaya koyuyorlar.
Bilimsel Okur-Yazarlık
Kitap okuma faaliyetinin bilinçaltında yatan temel itkisi; kişinin kendini geliştirme, iyileştirme isteğidir. Bu noktada bizi iyi hissettiren, keyifli zaman geçirmeyi sağlayan, sürekli birbirini tekrar eden ucuz ve basit edebiyata değil, özgün ve kaliteli edebiyata yönelmek gerekiyor. Kolay okunan, kolay satılan ve market raflarını süsleyen gelip geçici popüler edebiyat kitaplarından uzak durulmalı. Özellikle okuma alışkanlığını yeni kazanan kişilerde bu basit edebiyat, algılama seviyesini aşağı çekeceği için faydadan çok zarar getiriyor.
Kaliteli edebiyatı popüler edebiyattan ayırıp doğru kitabı seçmek de yetmez. Farklı kaynaklardan beslenilmeli. Edebiyat eserleri kişiyi olgunlaştırır, olaylara farklı açılardan bakabilmeyi sağlar, geniş bir perspektif kazandırır fakat nadiren bilgi verir. Gerçek bilgiyi safsatadan ayırma yeteneği kazandırmaz. Günümüzün en önemli yeteneği kanaatimce budur; bilimsel okuryazarlık. Yani gerçek bilgiyi safsatadan ayırabilmek, günlük deneyimler sonucu yapılan gözlemlerle sorular sorabilmek, bu sorulara mantıki çizgide cevaplar bulabilmek ve meseleleri doğaüstü açıklamaların büyüsüne kapılmadan bilimsel vakarla yaklaşarak çözümleyebilmek. Bu kabiliyete ancak beyni popüler bilimle besleyerek ulaşılabilir.
Popüler Edebiyat vs Popüler Bilim
Edebiyat, hayali ve gerçeği harmanlar, ağdalı bir cümle mühendisliğiyle anlatım sunar. Bizleri yeni hayatlar, yeni bakış açıları ve yeni fikirlerle tanıştırır. Bilim ise hayali ve gerçeği birbirinden ayırır, evreni anlamak için modeller kurar. Bizleri gerçeklerle yüzleştirir. Hayallerin, arzuların, isteklerin, duyguların bilimde hiçbir önemi yoktur. Önemli olan tek şey gerçeği aramaktır. Bu arayış insan zekâsı ve merakı var oldukça devam edecektir.
İnsanın bilgi ufkunun genişleyebilmesi, içinde yaşadığı devinen ve genişleyen evrene dair farkındalığının artması ve hayattaki en önemli bilinç donanımı olduğunu düşündüğüm safsata ile gerçek bilgiyi birbirinden ayırt edebilmek için gerekli olan bilimsel okur-yazarlık yeteneğini kazanabilmesi için edebiyat-severliğin yanına bilim-severliğin de koyulması gereklidir. İnsanlar genellikle bilimsel okumalardan zor ve anlaşılmaz olduğu için kaçınıyor. Halbuki bilimi teknik eğitimden gelmeyen insanlar için anlaşılır kılmak amacı taşıyan çok yararlı bir kavram var: popüler bilim.
Popüler edebiyattan kaçmaya çalışırken, popüler bilim tanımının yarattığı algı tuzağına düşülmemeli. Popüler edebiyat; basit, derinliksiz, edebi kalitesi düşük, değersiz ve yapay kurgular olurken, popüler bilim; bilimsel eğitim almamış insanlara bilimsel bulguları formüllerden, zor kavramlardan arındırılmış şekilde anlatan yazılı veya görsel kaynakları tanımlar. Popüler edebiyat algılama kapasitesini zayıflatacak kadar kolay okunabilirken popüler bilim okumak için algıları açmak, metinde yer yer durup düşünmek hatta baştan okumak bile gerekecektir.
Kitap okumak elbette takdir edilesi bir eylem. Kaliteli edebi eserleri okumak; kişiliği, karakteri geliştiriyor ve olaylara farklı açılardan bakabilmeyi sağlıyor. Fakat tüm bunların ötesinde bilimsel okur-yazarlık için ‘popüler bilim’ okumak, evrenin gerçekleri hakkında kafa yormayı, fiziksel yasaları anlamaya çalışmayı ve günümüzün altın bileziği olan gerçeği ve safsatayı birbirinden ayırabilme kavrayışını kazandırıyor.
Loved reeading this thank you
BeğenBeğen